Valetta, Sliema, Marsaxlokk, Mosta, Mdina, Popeye Village, Golden Bay
Ekimin sonunda gitmis olmama ragmen beni oldukca sicak bir hava ile karsilayan Malta icin soylenebilecek en guzel sey ; bir turist mekani oldugu ve deniz-kum-dinlenme icin en iyi lokasyonlardan biri oldugudur. Gezginlerde belki burada mola verebilirler (:
Malta kucuk bir ada ve Malta'da her sehir Istanbul'daki ilceler gibi. Bu sebepten olsa gerek Malta'da sehirler arasi ulasim toplu tasimayla gerceklesiyor ama toplu tasima saatleri Istanbul'daki gibi yogun degil. Eger bir otobusu kacirirsaniz bir sonrakinin 1 saat sonra oldugunu ogrenmek biraz planlarinizi alt ust edebilir.
Malta Tarihi :
Arapların yaklaşık iki yüzyıl boyunca Malta'da sürdürdükleri hakimiyetleri sürmustur fakat Arap hakimiyetinden kalan en temel miras, kökleri bakımından Arapça'ya çok yakın olan Maltaca'dır. Bu etki Malta ve Gozo'daki pek çok kasaba ve köyün isminde de görülmektedir: Mdina, Mqabba, Ghajnsiele, Rabat, Xaghra, Zejtun ve Zurrieq.
Arap hakimiyetinin 1090 yılında Normanların istilası ve adayı fethetmesiyle sona ermesine rağmen etkileri 13.yüzyılın sonlarına kadar devam etmiştir. "Norman" dönemi nispeten kısa sürmüştür ve bu dönemden sonra Malta artarda gelen hükümdarlar dönemine girmiştir: Almanlar,Fransızlar ve İspanyollar. Bunların tamamı 1530 yılında St.John Şövalyelerinin adaya gelmeleriyle son bulmuştur.
Eylül 1800'de Malta'nın özgürlüğüne kavuşmasına yardımcı olmaya gelen İngiliz kuvvetlerinin kuşatmasına kadar Fransızlar gelişlerinden 3 ay sonra ayaklanan halk tarafından Valletta ve Three Cities'in gerilerine sürülmüş ve orada kalmışlardır. Böylece İngiliz filosu Grand Harbour'a girmiş ve 1.5 yüzyıl oradan ayrılmamıştır.
İngiliz hakimiyetinin Malta tarihinde önemi büyüktür. 1802'de yapılan bir anlaşmayla Malta'nın St. John düzenine geri dönmesine karar verilmiş ancak halk eski hükümdarlarına geri dönme taraftarı olmamış ve İngiliz himayesi altında kalmak istemiştir. 1814 Paris Anlaşması'yla İngiliz İmparatorluğu'na katılan Malta, İngiltere için Doğu'ya bir atlama taşı olarak stratejik önemini korumuştur.21 Eylül 1964 yılında bağımsızlığını ilan eden Malta'da İngiliz kuvvetleri 31 Mart1979 tarihine kadar varlıklarını korumuşlardır.
Malta İçin Ipuçları :
- Ulasim : Genel agirlikta toplu tasima iledir ve gunluk bilet alirsaniz o
gun icinde istediginiz kadar toplu tasima araci kullanabilirsiniz fakat otobus saatlerini cok iyi bilmeniz sart, aksi takdirde 1 dk farkla otobusu kacirip sicagin altinda 1 saat beklemek zorunda kalabilirsiniz. Adada deniz ulasimida yaygin. Como, Gozo icin belli sahillerden bu
adalara deniz ulasimi mevcuttur.
- Gece Hayati : Beni taniyanlar her gittigim ulkenin birasini denemek bir gibi ilgim
oldugunu bilirler. Malta'da elbette lokal bira olan CISK denedim. " Ehh
iste" diyip hemen Becks icmeye devam ettigimi soylemem gerekir. Gece
hayati ise oldukca iyi. Ben Sliema'da Black Gold'da birkac gece gittim. Gece 12'den sonra canli muzik basliyor. Fakat Malta'da gece
hayatinin kalbi St Julians ‘in Paceville bölgesi. Burasi tahmin
edebileceginiz gibi cok buyuk bir bolge degil ama her tarzdan bar/club
bulabileceginiz bir bolge.
- Yemek : Italyaya ait cok sey burdada mevcut, pizza ve makarna cok on plana cikmis durumda. Ayrica sebze yemekleri ve tavsan etinide cok tercih edilmekte.
- Festivaller : Festivaller icin detayli bilgiye burdan ulasabilirsiniz. Ben hicbirine katilamadim fakat Köy festivalleri ön plana çıkan festivaldir Malta'da.
- Malta camlarıyla meşhur ve hediyelik eşya almak isterseniz rengarenk yapılan vazolar, takılardan alabilirsiniz.
Malta'da Gezilecek Yerler :
VALETTA
Sliema'dan Valettaya küçük teknelerle geçebilirsiniz yada otobüse binebilirsiniz. Valetta küçük bir bölge çok hızlıca gezip bitirebilirsiniz. Burada en göze çarpan St. John Katedrali.
Benim gibi otobüs ile adayi gezmek istiyorsanız Valetta'yı karış karış öğrenmeniz kaçınılmaz olacaktır, keza adanın heryerine sadece buradan otobüs kalkıyor.
Ayrıca Valettada fayton kiralayıp şehrin belli kısımlarını gezebilirsiniz, sizi sahil kenarında gezdireceklerdir. Ben genel anlamda yürümeyi tercih ettim :)
SLIEMA
Sliema kaldim. Bu sehir Malta'nin baskenti olan Valetta'ya yakin
sayilir. Toplu tasima ile 30 dk, deniz ulasimiyla 10 dk surebiliyor. Ben
Sliema'yi Valetta'dan daha cok begendim cunku aksamlari sahil boyunca
Izmir'deki Kordon boyundaki gibi yureyebilirsiniz ve sahil boyunca
oldukca hos restaurantlarda yemeginizi yeme firsati bulabilirsiniz.
Fakat Valetta'nin en buyuk avantaji adanin heryerine toplu tasima
olmasi. Bu sebepten Sliema'dan hergun Valetta'ya gidip ordan gitmek
istedigim yere otobusle gidebildim. Fakat Sliema'yıda özel yapan, birçok yere burdan deniz ulaşımı mevcut. (Gozo, Comino ve Blue Lagoon)
MARSAXLOKK
Marsaxlokk, küçücük bir balıkçı kasabası gibi. İnsanlar burada geçimini balıkçılıkla sağlayor ve Malta'da balık yemek istiyorsanız en doğru yer Marsaxlokk olacaktır. Burada en iyi balıkları yiyebileceğiniz birçok restaurant var. Ayrıca balıkçı teknesi fotoğrafı çekmek içinde sahil kenari oldukça güzel biryer. Ayrıca burada her pazar saat 09.00 ile 15.00 arasında büyük bir pazar kuruluyor. Bu pazar gerçekten uzun ve uygun fiyata hem yiyecek hemde giyecek bulabiliyorsunuz. Benim Malta'da en beğendiğim yer Marsaxlokk oldu.
MOSTA-MDINA
Mosta'da Malta'nın en büyük kilisesi yer almaktadır : Mosta Kilisesi. Kubbenin çapi 39,5 metre. Ayrıca bu kilisenin diğer bir özelliği ise, 1942’de bir Alman savas uçagindan atilan bomba bu kilisenin üzerine düsmüs. Bomba kubbeyi delip yere saplanmis ama patlamamis. O gün ayinde 300 insan varmis. Ama kimseye bir sey olmamis. Ardindan yere saplanan bombayi çikartmislar ve bir vitrin içine yerlestirmisler.
UNESCO Dünya Mirası Listesindeki Mdina, etrafı surlarla çevrili, geniş bir meydana ve dar sokaklara
sahip klasik bir orta çağ şehri. Şehir, Malta’nın en yüksek bir tepelerınden birinin üzerine kurulmuş. Biz burda küçük tramway ile Mdina'nın etrafını gezdik ama çokta tavsiye etmediğim bir gezi şekli. Ayrıca tramway hiç durmadığı için fotoğraf çekmenizde oldukça zorlaşıyor.
Şehrin içine girince surlara çıkıp Mosta'yı ve adayı uzaktan seyredebilirsiniz.
Ayrıca Mdina'nın içinde meşhur Malta camlarından satan yerler çok ama burada daha pahalı olduğunu unutmamanızda fayda var.
POPEYE VILLAGE
“Temel Reis” filminin çekimi için tasarlanmış ve film bittikten sonra dekor sökülmeyerek Temel Reis köyü adı verilerek insanlarin ziyaretine açılmıştır. Buraya çocuğunuz ile giderseniz giriş ücreti olarak 15
€ mütemadiyen verirsiniz ve bu fiyata 15 dakikalık
tekne turu, bir adet ücretsiz kartpostal, Temel Reis filminin
belgeselini izlemek, film seti içerisindeki sahili ve su oyuncaklarını
(trambolin vs.) kullanabilime dahil. Benim ilgimi çekmediği için tepeden izlemeyi ve birkaç fotoğraf cekmeyi tercih ettim ve ordan yolumu Golden Bay'e çevirdim.
GOLDEN BAY
Malta bildiğiniz üzere sahilleriylede ön plana çıkacak bir ada ve Melieha,Golden Bay, Paradise Bay, Balluta
Bay, Ghadira Bay, St. George Bay, St. Paul’s Bay ya da Paceville gibi
pek çok sahilde denize girebilir ve ben bunlardan en çok tercih edilenlerden biri olan Golden Bey'i tercih ettim ama bana göre Türkiye'deki plajlarin biraz gerisinde kaldığını söylesem yanlış olmaz.
Bunlarin disinda benim ziyaret etmedigim The Three Cities (3 Şehir : Vittoriosa, Senglea & Cospicua), Dingli Cliffs (Dingli Uçurumlari), Gozo, Comino ve Blue Lagoon hakkindada bilgi edinip buralara ugramaniz tavsiye ederim.
Malta'nin en cok ovguye deger sahillerinin Gozo ve Comino oldugu
soylenmesine ragmen benim vaktim olmadigi icin buralara gidemedim ama
sizin vaktiniz varsa mutlak gitmenizi tavsiye ederim.