Havana, Santa Clara,Trinidad, Santiago De Cuba, Varadero, Pinar Del Rio(Viñales)
Bir kış gününde arkadaşım Hakan beni arayip, yıllardır konuşuyoruz madem öyle hadi Küba'ya gidelim dediğinde buna hiç itirazim olmadi ve hemen biletler alındı. Küba'ya (Havana) Istanbul'dan direkt uçuş yok (şansınız yaver giderse yakında THY Havana'ya uçuş başlatabilir). Biz AirFrance ile uçtuk ve tam bir fransiz soğukluğunun hakim olduğu uçuşumuz 12 saat sürdü.
Biz Küba'ya Temmuz 2014'de 18 günlüğüne gittik ve bu 18 günde yapılabilecek çoğu şeyi yapıp, görülebilecek çoğu yeri gördük sayılır.
Yakın ve yaşayan tarih olan bu ülke dünyadaki komunist 2 ülkeden birisi fakat çok açık söylemek gerekirse komunizm teoride kulağa hoş gelmekle birlikte pratikte hiçte uygulanabilir gelmiyor ve bunun canlı örneğine Küba'da gözlerimizle şahit olmuş olduk. Küba'da bile komunizm sadece cümlede geçen bir kelimeden ibaret keza halk oldukça fakir, eşitlik kavramı söz konusu bile değil ve buda en iyi getiri olan turisti dolandırmak için en hileli yolları halkın öğrenmesine sebebiyet vermiş. Evet yanlış okumadınız, gerçekten turisti kandırma sanırım gittiğim ülkeler içinde en fazla Küba'da. Bir süre sonra insanların ne zor şartlarda yaşadığını gördüğünüzde dolandırıldığınıza kızamaz hale bile geliyorsunuz. Eğer bu konuda çok hassas biriyseniz bizim gibi sırt çantanızı alıp kendi başınıza Küba'ya yola çıkmak yerine mutlaka bir tur firmasiyla anlaşıp tur ile işinizi kolaylaştırabilirsiniz.
Bu arada çok merak edilen bir konudur, 18 günlük Küba seyahatini ne kadara mal ettik ? Biz herşeyi kendimiz organize ettik, otel yerine halka daha çok karışmak için Casa'larda kaldık, Küba'da ulaşımımızı orada otobüslerle veya özel şöförlü taksilerle ( mecburiyetten ) yaptık ve uçak biletimiz dahil 2000 Euro mal oldu bizim seyahatimiz. Bu rakam biraz fazla gözüksede eğer Küba'ya gitmeye karar verirseniz bu rakamın hiçte fazla olmadığını ve çok ekonomik olduğunu anlayacaksınız. Küba gerçekten en az avrupa ülkeleri kadar çok pahalı bir ülke ve Küba halkı bu durumdan gerçekten çok etkilenmiş durumda. Keza halkın kullandığı para birimi Peso (CUP) olmasına rağmen çoğu yerde halkta turist parası olan CUC ile alışveriş yapmak zorunda ve bu ciddi halkın alım gücünü düşürmekte. Bu arada söylemek gerekir ki halkın parası ile turistin parası farklı ama genele bakıldığında tüm ülkede hayat CUC üzerinden dönüyor sanki.
1 CUC = 0.76 Euro / 1 CUC = 2.2 TL / 1 CUC = 26.5 CUP ( Şuan ki kur bilgisine göre )
Aslında birazda Küba'nın tarihinden bahsetmek gerek ama ben bunun için size kitap önermek istiyorum:
* Che'li Anılar, Yazar : Fidel Castro. Bu kitabı Fidel Castro Che öldükten sonra yazmış ve tüm gerçekleri bu kitapta anlatmış. Küba yolculuğunuzda bile hızlıca okuyup biterebileceginiz bu kitap gerçekten okuduktan sonra Küba'yı , Che'yi ve Fidel' i daha anlamlı hale getiriyor insanin kafasinda ve Küba'nın simgesi haline gelen Che'nin aslinda Küba için tek bir savaşta lider olduğunu (Che'nın bir kahraman haline gelmesi tüm dünyaya mal olmasından ve Küba'dan ayrıldıktan sonra birçok dünya ülkesi için savaşmasından kaynaklanmaktdır), çoğu çatışmada sadece Fidel'in yanında doktor olarak yer aldığını ve Küba'yı Küba yapan kişinin Fidel Castro ve silah arkadaşları (
Raúl Castro, Camilo Cienfuegos vb) olduğunu anliyorsunuz. Tabi Fidel kitapta kendinden bir kahraman olarak asla bahsetmemiş ve bilakis Che için övgü dolu sözlerden hiç kaçınmamış.Küba'da Che'nin bir rant haline gelmiş olmasıda içler acısı bir durum tabiki.
* Savaş Anıları, Yazar : Ernesto Che Guevara. Bu kitap Che' nın savaşta tuttuğu günlüklerden yararlanılarak toparlanmış bir kitap.
Bu iki kitabı okuduğunuzda Küba'nın Fidel ile başlayan tarihçesi hakkında oldukça iyi bir fikir ediniyorsunuz ve Küba tarihini okumadan bu ülkeyi ziyaret etmeminizi öneririm keza birçok şey o tarihçeyi bilmeden çok anlamsız olacaktır.
Küba İçin Ipuçları :
Herkesin hayali olan bu ülkeye bizde çok değişik hayaller ile gittik ama hayal ettiğimiz gibi gitmeyen çok şey oldu. Bizim gibi gidecekler için bunları önemli not mahiyetinde sizlerle paylaşmak istiyorum ;
* Sanırım en önemli şey Ispanyolca konuşabilmek. Eğer ispanyolca konuşabiliyorsanız hayat sizin için Küba'da daha kolay olacaktır. Bununla ne demek istediğimi Küba'ya gittiginizde daha iyi anlayacaksınız (:
* Amerika'ya giriş-çıkış problem olmasın diye vizeyi bir kağıt şeklinde alıyorsunuz fakat bizmi şanssızdık yoksa kurallar mı değişti bilmiyoruz fakat kağıt şeklinde vizenizi alıp pasaportunuza Küba'ya giriş çıkışınızı basıyorlar. Biz pasaportta damgaları görünce şok yaşasakta yapacak birşey yok diyip yola devam dedik.
* Yanınıza dolar yerine euro alın, dolar için komisyonu çok alıyorlar.
* Bizim için yaz sezonu onlar için kavrulma sezonu gibi birşey. Yazın hava sıcaklığı 50 derecelerde. Restaurantlarda, kafeteryalarda klima, vantilatör gibi şeyler yok. Eğer yazın gidecekseniz, yelpaze alıp kendi vantilatörünüzü kendiniz yapacaksınız artık (:
* Valiz kaybolma riski çok yüksekmiş fakat biz havaalanında saatlerce valiz beklemememize rağmen valizlerimizi kaybetmedik. Dönüştede uçağa biniş yerine ulaşmanız ortalama 2 saat sürüyor çünkü herşey çok yavaş ve kontrollu ilerliyor. Havalanına taksi dışında ulaşım yok ve tek yön 25 CUC. Yiyecek-içecek fiyatlarının sehirdekilerle aynı olduğu tek havalanında sanırım
* José Martí Havaalanı. Herşey devletin olunca fiyatlarda yer-mekana bağlı değişmiyor (:
* Döviz bozdurmak için mutlaka pasaporta ihtiyacınız var ve döviz kuru heryerde (havaalanında da) aynı çünkü hepsi zaten devlete ait.
* Ülkede sehirlerarası ucuz ve yaygın ulaşım biçimi otobüs fakat ülkede tek bir otobüs firmasi (Viazul : http://www.viazul.com/) olduğu için en erken 3 gün sonrasına otobüs bileti bulabiliyorsunuz. Eğer bu bilgiden haberdar olmayıp bizim gibi biletsiz kalırsanızda bizim 10. günümüzde keşfettiğimiz gibi Viazul'un terminaline gidip bir taksi şöförüyle anlaşıp taksi parasını 4 kişiyle paylaşıp sehirlerarası yolculuğunuzu yeni insanlar tanıyarak ve daha rahat bir sekilde hemde Viazul'dan daha ucuza yapabilirsiniz. Bizim bu pratik yöntemi 10. günde öğrenmemiz biraz acı oldu tabi :p Bu 10 gun boyunca biz özel söförlü taksiler ile anlaştık ve bunların fiyatları oldukça pahalı. Kişi başı Viazul fiyatından 2.5 kat daha pahalı ama zorunda kaldığımız için biz mecburen bu yolu 2 kez denedik.Ülkede birde 4 ve 5 yıldızlı otellerin içinde CubaTur (www.cubatur.cu/) var fakat bunlar sehirlerarası günübirlik tur düzenliyorlar ve sizi gidilen sehire bırakmak gibi bir riski asla almıyorlar. Bunlar dışında araba kiralayabilirsiniz ( Günlük 45 CUC) fakat yollarda şehir göstergeleri olmadığı için gitmek isteyecegğiniz şehre 8 saat yerine 1 günde gidebilir veya tamamen başka şehre gidebilirsiniz (: Bildiğim kadarıyla navigatorlerde Küba'da çok başarılı değil, bu sebepten siz ya 3 gün öncesinden gideceğiniz şehre otobüs biletinizi alın yada gideceginiz gün Viazulun terminaline valizlerinizi alıp bir taksi söförüyle anlaşıp taksiyi başka insanlarla paylaşın.
* Sehiriçi ulaşım daha kolay, bunun için Bici Taxi (bisiklet taksi), CocoTaxi ve normal taksiler mevcut. Bunların hepsi gene devlete ait ve taksimetreyle calışıyorlar (bici taxi hariç) fakat bir türk olarak Kayserili ruhuyla pazarlık ederseniz taksimetre acmadan sehir icinde uygun fiyatlara gezebilirsiniz. Bici Taxinin 1 saati 10 CUC pazarlıkla 7-8 CUC düşürebilirsiniz fakat bence hiç böyle birşeye girişmeyin çünkü Bici Taxi şöförlerinin işi çok zor, o parayı hakediyorlar. Coco Taxi ve normal taxilerin 1 saati 30 CUC fakat 15 CUC anlaşabilirsiniz (Taksinin model ve eskiligine görede fiyat değişebiliyor). Eski Chevrolet veya Pink Cadillac kiralayip 1 saat sehri turlamak isterseniz 30 CUC'dan en fazla 20 CUC indirebilirsiniz o fiyati (;
* Süt parası isteyen kadınlardan, yanınıza gelipte size sehri anlatmaya çalışan yada karnaval var diyenlerden uzak durun. Bunlar genelde sonrasında sizi bir bara götürüp orda hem kendilerine hemde size Mojita ismarlatip sizi sarhoş edip anlaştığı bara ödeyeceğiniz parayı paylaşıyorlar. Mümkün kalmadıkça sokaklarda kimseyle samimi olmayın.
* Küba'ya gidipte puro siparişi almamanız mümkün değil. Benim gibi gitmeden fiyatlar hakkında fikir edinirseniz herkese hayır diyebilirsiniz keza puro fiyatları dudak uçuklatacak kadar pahalı. Ve Küba'dayken kesinlikle sokaktan birine inanıpta evine gidip puro satın almayın. O purolar sahtemi degilmi fikrim yok ama 4 yada 5 yıldızlı otellerin içinde ve HavanaClub'un fabrikasinda orjinal purolar o sokakta size puro satmaya çalışanlardan daha ucuza satıyorlar. Bir puro fabrikasında puro nasıl yapiliyor izlemek istersenizde puro fabrikalari Eylulde açılıyor ve tahminimce ilkbahardada kapanıyor. Bu sebepten biz sadece Cohiba, Partagas ve Romeo y Juliet'in puro satılan bölümlerine girebildik.Ayrıca 2 kutu ( bir kutuda maximum 25 puro olabilir) hakkınız var, fazlası olması durumunda havaalanında kontrole takılabilirsiniz. Bilgi olmasi için; En iyi puro markası Cohiba ve bu markayı Fidel içiyor. Montecristo Che'nin içtiği puro markası, Partagas ve Romeo y Julieta bilinen iyi markalardan.
* Hediyelik eşyalar her şehirde değişkenlik gösteriyor. Birşey görüpte başka şehirde alirim demeyin. Bunun sebebi tüm hediyelik eşyaların el yapımı olması ve sehirden sehre el yapımı şeylerin değişkenliği. Ayrıca pazar günleri çoğu yerler kapalı, ona göre hediyelik eşyalarınızı alın. Ayrıca Küba'da saat 6'da birçok yer avrupada olduğu gibi kapanır. Heryer devlete ait ve herkes devlet memuru olduğu için mesai bitimi 6 ve doğal olarak çoğu yer bu saatte kapanıyor.
* Ülkede elektronik eşyaların hepsi çok eski model. Teknoloji oldukça gerilerde bu sebepten şarj aletlerinizi yanınıza mutlak alın. Prizler farklı, iki ince uçlu priziniz varsa burdan alın gidin yoksa Küba'da nadir bulabileceğiniz elektronik eşya satan dükkanlardan edinebilirsiniz.
* Ülkede sabun, şampuan, makyaj malzemesi şeylerin olmadağını duyup gitmiştik biz fakat bu pekte öyle değil. Çok nadir bulabileceğiniz marketlerde bunlar satılıyor fakat çok pahalı. Biz yanımıza insanlara vermek için çokca kitap,kalem,defter,sabun,makyaj malzemesi alıp gitmiştik fakat onları dagıtmak zor oldu çünkü herkesin evinde bunlardan mevcut. Mutlak birşey vermek istiyorsaniz 1 CUC şeklinde insanlara para, çikolata,balon verebilirsiniz, fakat bu kadar eşyayı buralardan oralara taşımanın çokta mantıklı olmadığını gördük.
* Küba'ya özgü kıyafet ve otantik duruşa sahip birinin fotoğrafını çekmek istediğinizde genelde para isteyeceklerdir. Ben başta bunu garipsemiştim ama sonradan bu kadar fakir insanlar için bu durumun gelir kaynağı olmasindan dolayı saygı duyup bende para vermeye başladım. Keza bu insanların çoğunun fotoğraflarının biçok pahalı dergide ücretsiz fotoğraflarının yayınlandığını düşündüğünüzde para istemeleri hiçte tuhaf gelmiyor.
* 4 ve 5 yıldızlı oteller elbette konforlu ve tüm oteller devlete ait fakat biz Casa'larda ( ispanyolca ev anlamına gelıyor) kaldık. TripAdvisor 'dan Küba'da otel bulabileceginiz gibi Casa'da bulabilirsiniz. TripAdvisor'da yer alan casaların çoğunun sahibi genelde ingilizce konuşabiliyor. Buda bir avantaj tabiki. Eğer casa ayarlayamazsanız kaldığınız casanın sahibine söylerseniz bir sonraki gideceginiz şehirde size bir casa ayarlayabiliyorlar. Casalar gerçekten çok konforlu ve genelde biz oda değil evin tamamina sahip olduğumuz casalarda kaldık. Casaların fiyatları Varadero dışında ya 25-30 CUC. Varedero biraz turistik olduğu için ister istemez casa fiyatları 40-50 CUC civarlarında.
* Küba'da gece hayatını merak edenler için ise, biz bir gece hayatı göremedik (: Havana'da akşam 9'da hayat bitiyor. Trinidad'da açık havada, merkezde gece 1'e kadar müzik/dans var fakat Küba'da gece hayatı adına çok birşey beklemeyin. Bazı şehirlerde Tropical Show'a gidebilirsiniz.
* Içki konusuna gelince, Rom ile yapılan birçok kokteyli burada çok ucuza icebilirsiniz ve hatta susayınca bile şuraya oturupta bir Mojito iceyim diyebilirsiniz. Küba'ya gidipte Mojito, Daiquri, Cuba Libre ve Pina Colada içmeden dönmeyin. Ayrica bira severler içinde Bucanero ve Cristal var fakat Cristal'i direk es geçin derim keza tadı gerçekten çok kötü. Küba'lılar Cristal'i kadın birasi, Bucanero'ı erkek birasi olarak tanımlıyorlar ama Bucanero'dan vazgeçmeyin.
* Küba'lılara, gelip sizi otobüs/havaalanından alacakları konusunda sakin güvenmeyin. Siz o şehre ulaşmak için mutlak geç kalacaksınız ve sizi bekleyen kişi sizi beklemeyip terminalden belki başka birini alıp hem ulaşım hizmeti hemde size söz verdigi casasini başkasına kiralayacaktır. Böyle bir durumla karşılaşırsanız panik yapmayin çünkü müşterisini beklemek istemeyen yada müşterisi gelmemiş bir taksi şöförü sizi alıp mutlak tanıdığı birinin casasına götürecektir ve o casada kalmak zorundada değilsiniz. Genelde taksi söförleri siz yeni casa bulana kadar size yardim ediyorlar ve birazcık taksi fiyatını yüksek alıyorlar.
* Telefonla sms/arama konusunda sıkıntı yaşamazsınız fakat internet için tek yöntemin 4 yada 5 yıldızlı oteller olduğunu duyduk ama biz açıkcası bilinçli olarak internetten uzak durmayı tercih edip çok iyi kafa dinledik diyebilirim.
* Küba'da yemek meselesi bir türk için asyadaki kadar zor değil fakat çeşitlilik az olduğu için sürekli aynı yemeği yerken bulabilirsiniz kendinizi. Casa Particularda kalirsaniz ev sahipleri de size yemek pişirebiliyorlar ama restaurantlarla hemen hemen aynı fiyata yemek pişiriyorlar size. Bu sebepten tropikal meyvelerle dolu kahvaltıları kaldığınız casada yiyip öğle/akşam yemeğinizi dışarda yemenizi öneririm. Zaten dışarda sandviç dışında kahvaltı niyetine birşey bulmanız biraz zor olacaktır. Bazı şehirlerde Peso ile pizza/sandviç yediğimiz de oldu ve böyle bir firsat bulursanız kaçırmayın çünkü lezzet konusunda restaurantlarla hemen hemen aynı.
* Sağlık konusuna gelince, gezilerimde ülkeyi terk etmeye iki gün kala tipik olarak hastalanan ben Küba'dada hastalandım ve sağlık konusundada fikir sahibi oldum. Sağlık sigortanız varsa 4 veya 5 yıldızlı otellerdeki doktorlar (veya hastaneler) sizi muayene edip, ilac bile veriyorlar ve Türkiye sınırında paranızı geri iade alıyorsunuz fakat benim gibi sigortanız yoksa şansınız yaver giderse doktor muayeneden ücret almayabilir fakat ilaçlar için mutlak para ödemeniz lazım. Tabi bu arada bizim gibi casa particularda değilde bu otellerde kalıyorsanız muayene size de ücretsiz.
* Ve ülkede gerçekten patates yok.
Küba'da Gezilecek Yerler :
HAVANA (HABANA)
Küba'nın başkenti turistik anlamda oldukça ilgi çeken bir şehir ve tabi gezilip görülecek yerlerde oldukça fazla bu şehirde fakat bence Havana'da gezilecek yerler dışında kendinizi şehrin sokaklarına atıp keşfe çıkmak daha keyif verici çünkü rengarenk giyinmiş ve oldukça doğal yaşayan insanlar, rengarenk eski arabalar ve evler size daha çok Küba'yı hissettiriyor.
Bu kaotik ama bir o kadarda çekici şehir 3 ayrı bölgeden oluşuyor ;
- Havana Vieja : Eski Havana
- Centro Habana : Merkez
- Vedado : Modern ve yeni olan bölge
Eski Havana ve Centro bölgelerinde gezebileceginiz yerler :
Havana'nın kalbi denebilir bu bölgeler için. Özellikle bırakın kendinizi ve sokaklarında kaybolun, inanın korkmanıza hiç gerek yok..Sizi rengarenk ve çok değişik bir yaşam kucaklayacak..
Plaza de la Catedral : Katedral Meydanı Plaza de Armas'a oldukça yakın bir meydan. Bu meydan bazen oldukça canlı olabiliyorken bazende sadece para ile fotoğraflaarını çekebileceğiniz otantik kübali kimliklere konukluk ediyor.
Plaza de Armas : Birçok önemli sokakla bağlantısı olan bu yer, eski eşya (kitap, para, kol düğmeleri vb) meraklıları için oldukça heyecan verici bir yer.
Plaza Vieja : Plaza de Armas'dan denize doğru yürüdüğünüzde bu meydan size merhaba diyor. Buradaki kulenin
(Camara Oscura) tepesine çıkıp şehri tepeden izleyebilirsiniz.
Ayrıca Havana Club'in fabrikasina gitmek isterseniz bu meydana oldukça yakın, yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Calle Obispo : Plaza de Armas’tan
Floridita'ya (Hemingway'ın Daiquiri içtiği bar) kadar uzanan, oldukça canlı ve birçok şeyi bulabileceğiniz upuzun, rengarenk bir sokak. Ayrıca Hemingway'in kaldığı
Ambos Mundos otelide bu sokak üzerinde ve gene Hemingway'in mojito içtiği
meşhur La Bodeguita del Medio'da bu sokağın paralelinde kalmakta.
Malecon : Havana'nın 8km'lık bu sahil yolunda yürümeden olmaz. Bu sahil yolu müzik yapanlar, öpüşenler, yürüyüş yapanlar, içenlerle dolu. Akşamları burada serin bir havada yürürken gün batımı çekimleride yapabilirsiniz.
Bu sahil yolunun merkeze yakın kısmında Morro'yuda görebilirsiniz. İçkinizi sahilde yudumlarken her akşam saat 9'daki top atışınada tanık olabilirsiniz.
Plaza Armas'a doğru bu yol kenarından devam ederseniz Atatürk'ün büstünüde görebilirsiniz.
El Capitolio (National Capitol) : Washington, D.C'deki hükümet binasina çok benzeyen ve devrimle sonra Küba Bilim Akademisi olarak kullanılmaktadır. Biz ordayken resterasyonda olduğu için sadece dışardan görmüş olsakta eski arabaları çektiğimiz fotoğraflarimizi arka fon olarak gayet iyi süsledi.
Museo de la Revolucion : Şehrin merkezinde olan '
Devrim Müzesi' gezilmesi gereken müzelerden. Dışardan da devrim sırasında kullanılan tanklar, uçakları ve o efsanevi '
Grandma' gemisini görebileceğiniz bir müze. Müzenin içine girdiğinizde devrim ile ilgili çok şey bulabilirsiniz.
Vedado bölgesinde gezebileceğiniz yerler :
Bu bölgede daha çok konsolosluklar ve bakanlık binaları var. Havana'nın zengin semti diye adlandırılan Miramar'da bu bölgede. Bu bölge oldukça yeşil ve modern, insan biran 'ee ben kübadaydım, şimdi nerdeyim' oluyor !
Bu bölge ayrıca otellerinde yoğun olduğu bir bölge. Bu bölgede terk edilmiş otellerde çok göreceksiniz. Bu oteller Batista zamanında casino olarak mafya tarafından işletilen otellermiş ve devrimde bu oteller terk edilince, yeniden kullanılmamış ve yıkılmamışta.
Hotel Nacional : 1930′de inşa edilen otelde devrimden sonra bir süre Fidel Castro kalmış ve sonrasında birçok ünlünün
kaldığı önemli yeri olan bir oteldir.
Plaza de la Revolucion : Küba’da hala canlı yaşayan bir kelime varsa oda 'Devrim' dir. Bu bölgede görülmeye değer bir yerde “
Devrim Meydanı”. Che ve Camilo’nun silüeti ile Jose
Marti anıtının (142 metre uzunluğunda) bir araya geldiği bir meydan. İçişleri Bakanlığı binasında Che Guevara figürü ve
Hasta la Victoria Siempre! (Zafere kadar daima!) sloganı var.
Ipuçları :
- Harita satın almak istiyorsanız 4 veya 5 yildizli otellerin içinden 3 CUC satın alabilirsiniz. Bence hiç ihtiyaç duymayacaksınız, bırakın kendinizi sokaklara, zaten şehri bir günde anlamış,keşfetmiş olacaksınız.
- Puro fabrikalarına gitmek isterseniz Partagas hemen şehir merkezinde, Devrim müzesine çok yakın fakat Cohiba, Montecristo ve Romeo y Julieta için baya yürümeniz yada taksi tutmanız gerekecektir.
SANTA CLARA & TRINIDAD
Trinindad'a geçmeden Che'nin Küba'da savaş lideri olarak mücadele ettiği ve ele geçirdiği şehir olan Santa Clara'ya uğramadan olmazdı. Bu şehrin özelliği Che Küba için sadece burada lider olarak savaşmış ve şehri ele geçirmiş. Bu sebeptende Che'nin cesedi buraya gömülmüş ve onun için bir anıt dikilmiş buraya. Ayrıca Che'nin eşyalarının sergilendiği bir müze de var ama pazartesi günleri kapalı bu müze. Şehre gelince oldukça küçük, önerim bizim gibi sadece anıtı görüp yolunuzu Trinidad'a çevirmeniz.
Biz geldik eyy güzeller güzeli Trinidad!!
Havana'dan 6 saat uzaklıkta olan Trinidad'a adımınızı attığınız an bu şehre aşık olmamak mümkün bile değil. Şehirde evler tek katlı, rengarenk ve küçük sahil kasabası tadında sakin, huzurlu ve büyüleyici. Trinidad'da kalacagınız heryer (casa particularardan bahsediyorum zira şehirde otel yok, deniz kenarında tüm oteller) merkeze yakın olacaktır çünkü heryer şehir merkezine yürüme mesafesinde.Küba'ya gidipte bu şehirde günlerinizi eritmezseniz bence çok şey kaybetmişsiniz demektir.
Trinidad'da gezebileceğiniz yerler :
Plaza Mayor : Plaza Mayor Trinidad’in kalbi ve tüm yollar buraya çıkar. Zaten sizde farkedeceksiniz ki sürekli buradan geçeceksiniz, burda dinlenecek, burda içecek, hatta buranın yanındaki merdivenlerde dans edeceksiniz.
Church of the Holy Trinity : Plaza Mayor’dan geçerken mutlak göreceğiniz bu kilise şehrin en büyük kilisesi.
Casa de la Musica Trinidad : Plaza Mayor’un hemen dibinde bulunan merdivenlerde akşam bir hareketlilik gördüğünüzde anlayacaksınız ki burası Casa de la Musica Trinidad
. Biz her akşamımızı burada geçirdik, biramizi yudumlarken Küba müzikleri dinledik ve salsa yapanları izledik. Burası insanı tamamiyle çok keyflendiren biryer.
Playa Ancon : Efendim buyrun Karayiplerin uçsuz bucaksız turkuaz mavisi denizine. Ben hayatımda bu kadar sakin ve bu kadar temiz, bu kadar masmavi bir deniz görmedim. Büyüleniyorsunuz resmen.
Ancon pılajı merkezden 12 km uzakta, buraya Coco Taxi ile gidebilirsiniz yada şehrin merkezindeki Havana Tur'a gidip gidiş-dönüş 2 CUC otobüs bileti alıp istediğiniz saatte gidip, istediğiniz saatte gelebilirsiniz. Trinidad'a gidip buraya gitmemezlik sakın etmeyin, kesinlikle çok seveceksiniz.
Horse Riding to Waterfall : At binmeyi seviyorsanız Trinidad'da atlarla şelaleye gidebilirsiniz.Bu tur 10 CUC. Hakan'ın illa yapacağım diye tutturduğu bu aktiviteyi ben pek sevemedim. Yaklaşık 3 saat at üstünde heryeriniz ağrıyor ve şelaleye gitmek/gelmek tam bir işkenceye dönebiliyor ve şelalede öyle sizi büyüleyecek bir şelale değil.
Ipuçları :
- Playa Ancon'dan dönüş en son akşam 6'da ve bu saatte dönmek isterseniz otobüs Istanbul'daki 500T'den farksız olmuyor. Buna mutlak dikkat edin !
- Ata binecekseniz mutlak pantalon giyin ve ayakkabınızı ayağınızdan çıkmayan bir ayakkabı seçin. Bana kalsa hiç ata binmeyin :p
SANTIAGO DE CUBA
Trinindad'dan sonra 26 Temmuz harekatı olarak adlandırılan ve devrimin ilk başlangıcının başladığı bu şehirde her yıl 26 Temmuz günü başlayan ve 3 gün 3 gece süren karnavalı izlemek üzere yola çıktık. Bu şehir çokta sizi kendisine bağlayacak bir şehir değil. Bunca insani kendisine çekmesinin tek sebebi Karnaval. Tabi bu durumda bu şehre kesinlikle plansız gitmeminizi gösteriyor. Plansız giderseniz bizim gibi gecenin bi vakti evsiz kalabilirsiniz. Allahtan şansımız biraz yaver gittide Pablito ile tanıştık, bize kalacak yer buldu ve gecenin bir vakti karnımızı evinde doyurduk.
Bu şehirde gezilecek yerler gene merkezde ve sehir Trinidad gibi küçük, yürüyerek heryeri görebilirsiniz,
San Pedro de la Roca Castle dışında. Burası şehirden biraz uzakta. Hakan'ın sıkı pazarlığıyla 10 CUC taksi tutup burayıda gördük.
Carnival of Santiago de Cuba : Karnaval şehrin değişik yerlerinde kurulan alanlarda kutlanıyor. Bunlardan en büyüğü ve populeri
Avenida Garzón 'da kuruluyor. Gün içinde karnaval için kurulan küçük alanlarda insanlar maşrapalarla lokal el yapımı biralar içiyorlar. Asıl gösterili karnaval Garzon'da aksam 6'da biletlerin alınıp insanların kendilerine biryer bulma çabasıyla başlıyor ve gösteriler akşam 8'de başlıyor. Bu karnaval Brezil'yadaki Rio Karnaval'inin biraz küçüğü gibi. Tabi birde ülke olarak maddi durumlar gözönünde tutulunca o kıyafetler, emek gerçekten takdire değiyor. Ben şehri hiç sevemesemde karnavalda çok harika zaman geçirdim ve eğlendim. Karnaval gece 1'de bitiyor.
Ipuçları :
- Otobüslerin hepsinin havalandırması otobüsün motoruna direkt bağlı olduğu için klimalari kesinlikle kapatamıyorlar ve siz kendinizi tamamen kutuplarda hissediyorsunuz. Özellikle gece yolculuklarında buz tutmamanız için buna çok dikkat edin. Hala gözümün önündedir titreyerek uyuyamadığımız, her molada kendimizi dışarı atıp birazcık ısınmaya çalışma çabamız.
- Garzon'da karnavalı iyi bir yerden izlemeniz için 4 yada 5 yildizli bir otelden biletinizi almanız çok önemli çünkü önlerde oturmak için biletinizi daha ucuza almış oluyorsunuz. Aksi takdirde Garzon'a geldiğinizde biletinizi alırsanız karnavalı gerilerden izlersiniz. Bilet fiyatı : 5 CUC.
VARADERO
Karayiplerin o turkuaz mavi denizine tanık olacağınız oldukça güzel olan bu turistik şehir için yanlış bir algı oluşmuş; Türkiye' nin aksine kalacak yer dışında o kadar turistik olmasina rağmen bu şehir diğer şehirlerden daha ucuz ve bir o kadarda güzel (:
Burası için söylenebilecek şey : Turkuaz mavisi deniz, kum, keyf
Varadero'da kalacağınız yeri
Tryp Peninsula'ya yakın seçerseniz o upuzun renkli ve sakin caddesinde yürüyüş yapabilir, caddeden sıkılırsanız hemen paralelindeki sahile geçip orada gün batımını izleyebilirsiniz.
Varadero düşünülenin aksine sakin ve mütevazi bir şehir. Buraya gidip biraz dinlenebilirsiniz.
PINAR DEL RIO
Rom, Puro yapımının yaygın olduğu ve Viñales vadisine sahip bu şehire CubaTur'dan 60 CUC günübirlik tur alıp gittik. Kendi imkanlarınızla gitsenizde çok benzer bir maliyeti olacaktır. Ayrıca turumuzdaki rehberimizle Küba'nin geçmişi hakkında ingilizce konuşma firsatı bulduk çünkü kendisi devrimi yaşamış biriydi.
Pinar Del Rio vilayeti belkide tüm Küba'ya yetecek tütünün yetistirildigi bir bölge. Burada puro nasıl yapılıyor kendi gözlerimizle tanık olduk. Yıllardır şehir efsanesi şeklinde anlatılan o güzel bacaklı kızlar tarafından sarılmıyormuş o purolar (:
Pinar Del Rio vilayetinde yer alan Vinales Kasabasi Küba ile bütünleşen verandalarda sallanan sandalyelerin çıkış noktası. Ayrıca bu kasabada 1999'da Unesco Dünya Kültür Mirası listesine alınmış Vinales Vadisi var. Bu vadi gerçekten insani şaşkınlığa uğratacak kadar güzel. Leovigildo Gonzalez’ın dinazor dönemini yansıttığı resim çalışmasıda vadide ilgi çeken başka bir detay.
18 günde Küba'da birçok anı biriktirdik ve dedik ki;
VIVACUBA