Kahire - Oasis Bahariya - Black Desert - White Desert
Mısıra hep çok gitmeyi istememe rağmen hep öteledim. 2013 Agustos ayında arkadaşımla hadi gidelim diyip plan yaptıktan sonra Ekim sonundaki kurban bayramında Mısır'a gitmek için sonunda plan yapabildim ve iyiki de böyle bir şansım olmuş çünkü Mısır karmaşası, kadınlara olan kötü tavırları ve kirliligine rağmen kesinlikle maceracı ruhların görmesi gereken biryer. Kendinizi avrupa insani olarak tanımlıyorsanız ve macera size göre değilse kesinlikle Mısır'ı listenize bile almayın.Keza arkadaşım gibi tatilin 2. günü Türkiye'ye dönmek isteyebilirsiniz.
Mısırı benim için çok özel yapan kısmı tamamen çöl turuydu. Bu tura katılırsanız Mısır'ın o karmaşık şehir hayatları dışında muhteşem bir tabloyla karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz.
Mısır'ın Tarihi :
Mısır İçin Ipuçları :
* Daha havaalanında birşey sormasanız bile ' bahşiş ' lafını duymaya başlayacaksınız ve bu kelimeden size fenalık gelecek. Herşey için para isteyen başaka bir millet var mı bilemiyorum ama Mısır bu konuda oldukça üst sıralarda.
* Yanınızda erkek olmadan Mısır'a gidebilirsiniz fakat kalacağınız otel, ulaşım şeklinizi temkinli seçmenizde fayda var. Her an peşinize takılmış 60 kişilik kadın-erkek karışımı bir grup tarafından kovalanabilirsiniz. Abarttığımı düşünenler olabilir ama biz kurban bayramında gittiğimiz için herkes sokaklardaydı ve metrodan inerken bizim indiğimizi gören en az 60 kişi bizi baya kovaladı. Korktuğumuz için nasıl kaçtığımızı hatırlamıyoruz. Böylesi bir durumla çok karşılaşılmadığını sanıyorum, belki bizim sanşsızlığımızda olabilir.
* Yiyecek konusunda ben sıkıntı yaşamadım fakat arkadaşım çok narin bir kişilik olduğu için çok fazla sıkıntılar yaşadı.
* Kahire gerçekten çok pis ve çok net söyleyebilirim ki gördüğüm 37 ülke arasında en pisi Mısır idi fakat herşeye rağmen orayı yaşamak, görmek çok güzeldi.
* Otel rezervasyonunuzda mümkün olabildigince yorumlara göre oteli tutun. Ucuz otellerin coğunun fotografı çok iyi fakat çok kötü tablolarla karşılasabilirsiniz.Ayrıca yaptığınız rezervasyonun artık geçerli olmadığını ve odanızı başkasına verdiklerini duymanızda çok yaygın bir durum. Mutlak ufakta olsa bir ödeme yapın, makbuzunuzu mutlak alın yada 4-5 yıldızlı otellerden rezervasyon yaptırın
* Kahirede ana cadde üzerinde (Downtown) bir otelde kalmamanızı öneririm çünkü Mısırlılar sabaha kadar çok gürültücüler ve gerçekten yüksek sesten uyumanız zorlaşabiliyor.
* Türklerin vize alması gerekiyor ve vize ücreti çokta ucuz değil ama kolay alabileceğiniz bir vize. Konsolosluktan sürekli yanlış bilgi almanız mümkün, temkinli olun derim.
* Mısıra tatile giderken bayan olarak mutlak vucudunuzun çoğu yerini kapatacak bol kıyafetler seçmenizde fayda var. Böylece sizi rahatsız edecek erkekleri bir nevi uzak tutmuş olursunuz.
* Çöl turu için bilmeniz gereken, tilkiler var ama kimseye bir zararı yok bu hayvancıkların (: Tabi birde akrepler var ama bunlara ait şehir efsaneleri duymadık biz. Korkunuz varsa sakın çöl turuna kalkışmayın derim.
Mısır'da Gezilecek Yerler :
KAHIRE - PIRAMITLER
Kahire denilince akla ilk olarak Piramitler geliyor. Piramitler şehrin “Giza” adı verilen bölgesinde ve şehre 15 km uzaklıkta, taksi ile 20 EGP’ye gidebilirsiniz fakat biz şanslı idik, mısırlı arkadaşlarımız bizi buraya kendi arabalarıyla götürdü ve gölgeye onlar ücret vermeden girdikleri için piramitleri gezerken bizi hiç yalnız bırakmadılar. Yalnız olsaydık o yapışkan satıcılar, değişik şekilde fotografınizi para karşılığı çekmek isteyenler ve deve turu için zorlayanların elinden kurtulmak pek mümkün olmayabilirdi. Piramitlerin içine biz girmek istemedik zaten hicte iyi şeyler yazılmıyor içi hakkında. Bu bölgedeki piramitler "Khufu" (Keops), "Khafre" (Kefren) ve "Menkaure" (Mikerinus) ayrıca "Khafre" nin koruyucusu insan başlı arslan "Sphinks" (Sfenks) tek parça kum taşından oyulmuş ve belkide Mısır'da benzeri olmayan tek eser. Dünyanın 7 harikasının ayakta kalan tek üyesi olan Sfenks ve Piramitler’e giriş giriş 20 EGP. Mikerinus; Kefren’in oğlu, Kefren de Keops’un oğludur. Sfenks’in yüzü ise Kefren’e aittir. Bölge çok geniş olduğu için o sıcakta yürümek çok zor oluyor. Bunun için deve yada at turu alabilirsiniz ama pazarlık konusu ciddi sıkıntı oluşturuyor. Bu turun en büyük avantajı ise, sizi tüm piramitleri tek bir noktadan görebileceğiniz bir noktaya götürüyorlar ve güzel bir fotograf karesine sahip olabilirsiniz ama biz o sıcağa daha fazla dayanamayıp şehrin merkezine dönmeye karar verdik. Açıkcası dünyanın 7 harikası olan bu yer bana 7 şiddetinde keyf vermedi.
Arkadaşlarımız bize gece düzenlenen ses ve ışık gösterisindende bahsetti fakat biz onuda istemedik. Şehirdeki insanların yapışkanlığı sürekli rahatsızlık verdiği için insanda birşey yapma keyfi çok kalmıyor ):
KAHIRE
Tahrir Meydani (Özgürlük Meydanı), tüm kahirenin kalbi burası desek yanlış olmaz. Tüm yollar buraya çıkar. Meydan önceleri, sehir merkezini 'Nil'in Paris'i' tasarimiyla yenileyen, 19. yüzyil hidivi Ismail Pasa'nin adiyla Ismailiye Meydani olarak biliniyormuş. 1919 Misir Devrimi'nin ardindan meydan Tahrir (Özgürlük) Meydani olarak anilmaya baslamış fakat meydanin adi ülke yönetimini parlamenter monarsiden cumhuriyete dönüstüren 1952 Misir Devrimi'ne kadar resmî olarak degistirilmedi. Meydan, 2011 Misir Devrimi için de bir merkez olarak kullanildi.
Şehre ilk geldiğimiz gün arkadaşlarımız bizi Piramitlerden sonra
Kahire Tower'a götürdüler. Nereye gitsem yağmuru yanımda götüren ben, gene yağmur yağdırdım ve Kahirede hiç beklenmeyen yoğun bir yağmur altında bu Towera çıktık. Kahire kulesi, 180 metre yüksekliğinde bir yapı. Tepesinde iki
katlı döner restoran'ı var. Tepeden tüm şehri 360 derece görebiliyorsunuz. Biz yağmur altında biraz zorlansakta buradan şehir manzarası muhteşem. Mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri.
İkinci gün için planımız,
Ölüler Şehri idi. "Ölüler
Şehri" denen eski Memluk mezarlığında yaklaşık
500 bin kişinin yaşadığı belirtiliyor. Kaldırılması için Mısır'da
tartışmalar yapılan eski mezarlıkları da gezin. Çünkü orada mezarlık
bekçilerinin mezar üstlerinde evleri yer alıyor. Ölümle yaşamın bu denli
iç içe bulunduğu bu yer de, Kahire'nin turistik yerlerinden biri
haline gelmiş. Biz burayı çok özümseyemedik gibi geliyor çünkü çok kötü kokular var ve sanırım rehbersiz gezilmeyecek biryer.
Kahire Kalesi : Benim en çok beğendiğim yer burasıydı. Mısırı sanki burada daha net hissettim. Burası surlarla çevrili bir bölge ve içinde önemli bazı camiler bulunmakta. Hediyelik eşya alacaksanız mutlaka burdan almalısınız ve mutlak istikrarlı bir pazarlık yapmanız gerekiyor. Birşey aldıktan sonra sakın başka biryerden fiyatını sormayın, çok üzülebilirsiniz (: Aldığınız fiyatı duyunca hemen yarı fiyatina ikinci bir tane size satmaya çalışıyorlar ve dayanamayıp alıyorsunuz (:
Kale içi benim Kahire'de en çok eğlendiğim ve hoş vakit geçirdiğim nadir yerlerden biri oldu. Burda güzel bir cafeterya bulup yemek yemenizi ve nargile içmenizi tavsiye ederim. Böylece o güzel atmosferi daha iyi yaşama şansınız olacaktır.
Kahire'de dünyadaki en büyük ve en eski camiler mevcut. Biz hiçbirine girmemiş olsakta mutlak yanlarında durup mimariyi uzaktan görme şansı bulduk.
Aksungur Camii, 1346-47 yillarinda Misir'in Kahire sehrinde insa edilmis bir Türk Memluk dönemi camisidir.
Baybars Camisi, Kahire'de 1266-69 arasinda Memlûk sultani Baybars el-Bundukdârî'nin yaptirdigi cami. Memlük sultanlarinin Kahire’de yaptirdigi camiler arasinda günümüze ulasanlarin en eskisi olan Baybars Camii, ayni zamanda bânisinin pek çok hayir eseri arasinda en büyük ve sanat tarihi bakimindan en degerli olanlarindan biridir.
El-Hakim Camii, Kahire'de Fatimi halifelerinden Aziz'in 990'da yapimini baslattigi ve Hakim'in 1003'te tamamlattigi camidir.
Kahire Mehmet Ali Pasa Camii Kahire Kalesi'nin de üzerine kuruldugu tepelerden birinde tüm Kahire'ye hakim bir konumda bulunur. Yapimina 1830 yilinda Kavalali Mehmet Ali Pasa döneminde baslanmis, 1848 yilinda Misir Hidivi Abbas Hilmi Pasa döneminde tamamlanmistir. Mimari Bosnak Yusuf'tur.
Sultan el-Nasir Muhammed Camii, 14. yüzyil baslarinda Misir'in Kahire sehrinde yapilmis bir Türk Memluk dönemi camisidir. Kahire Kalesi'nde Mehmet Ali Pasa Camii'nin karsisinda bulunmaktadir. Sultan Kalavun'un oglu Sultan el-Nasir Muhammed tarafindan 1318 yilinda saltanat camisi olarak yaptirilmistir. Gene Sultan el-Nasir Muhammed tarafindan 1335 yilinda genisletilmistir.
Sultan Hasan Medresesi, Kahire'deki bir medresedir. Yapida dört eyvanli plan uygulanmistir. Ana eyvanin mescit olarak kullanildigi yapiya Sultan Hasan'in Türbesi birlestirilmis, önünden geçen yola uyum saglamasi için portalin bulundugu cephe egimli yapilmistir. Plani ve portali Selçuklu etkisindedir. Portalin yaninda bulunan çifte minareler Erzurum ve Sivas'ta yer alan çifte minareli Anadolu Selçuklu medreselerine benzerligi ile dikkat çeker.
Tolunogullari Camii, Misir'in Kahire kentinde bulunan eski bir cami. Tolunogullari devletinin kurucusu Türk kökenli devlet adami Ahmed bin Tolun tarafindan 879 yilinda yaptirilmistir. Sarmal seklindeki minaresinin caminin yapisiyla tam uyusmamasi minarenin daha sonra insa edildigi düsündürmektedir.
El Ezher (
El-Rifâî ) Camii; Kahire'de mutlaka görülmesi gereken camiilerden biridir. Kahire’de Ebül Hasan Cevher tarafindan Fatimiler devrinde yaptirilmis cami (972). Sonradan bir ilâhiyat fakültesi haline geldi. Adinin Hz. Peygamberin kizi Fatma’nin Zehra lâkabindan geldigi sanilir. Faumiler devrinde gittikçe gelisen ve zengin 'vakiflarla desteklenen Cami-ülezher, Eyyübiler devrinde ihmale ugramıştır.
Amr bin El-Âs Camii; Mısır'ın ilk camisi 642 yılında yapılmış, görülmeye değer camiilerinden biridir. Kureys'in Beni Sahm kabilesindendi. Kendisi henüz Müslüman degilken Müslümanligi seçen esini bosadi. Müslüman olmadan önce Islam ordulari ile birkaç kez savasti. 629'da Islam dinine girmesiyle beraber Islam devleti hiyerarsisinde hizlica yükselen bu asker, Muhammed'in çagdasiydi. Islam'i seçtikten sonra Islam ordusunun en önemli komutanlarindan biri oldu. Amr, özellikle 640'da Misir'in Müslümanlarca fethinde yaptigi önderlikle bilinen Arap ordu komutanidir. Misir'a baskentlik yapacak olan Fustat'i (bugünkü Kahire) kurdu ve Afrika kitasinda ilk cami olan Amr bin El-Âs Camii'ni bu sehrin merkezinde insa ettirdi.
Felluca Gezisi : Kahire'ye gidince yapılacaklardan mutlaka biri de, Nil nehri
üzerinde fellucalarla gezmek. Arkadaşlarımız güvenli olsun die yelkenli kiralayıp felluca gezisi yaptırdılar bize ama geleneksel Felluca gezisi için renkli teknelere biniyorsunuz ve yüksek sesle arapça müzik eşliğinde Nil nehrini turluyorsunuz.Geleneksel olanı arkadaşım deneme istedi ama gündüz yapılan bir felluca turu 10 dk sürebiliyor ve konsept, kızlar göbek atıyor, erkekler izliyor. Lokal felluca turları bir nevi fılort mekanları olmuş (:
Ben felluca turunu akşam yapmanızı tavsiye ederim, nehrin kirliliğini görmeden, şehrin büyüsü olduğunu aşkam daha iyi hissediyorsunuz.
Ramses Tren Istasyonu : Ramses
Meydanı'nda yer alan, Kahire'nin kalbinin attığı yerdir. Ülkenin
her tarafına trenler kalkan bu binaya girer girmez büyük bir insan kalabalığı karşılıyor sizi.
Kahire Müzesi : Giriş ücreti 20 EGP idi biz gittiğimizde ve kesinlikle değecek bir müze. En az 4-5 saat ayırıp gezmenizi tavsiye ederim. Benim uzun süre sabit ayakta duramama problemim oldugu için biz 2.5 saat kaldık. İçerde kesinlikle fotoğrag çekmek yasak ve girişte zaten tüm fotograf makinalarınızı teslim aliyorlar. Biz gizlice cep telefonlarımızı sokup, içerde fotograf çekmiştik ama çekerken yakalanıp iki kez uyarı almıştık (:
Müze gerçekten çok büyük ve tüm antik mısır tarihini içinde barındırıyor. Müzeyi gezerken mutlaka bir yönlendirici almanızı tavsiye ederim, aksi takdirde sadece görmüş oluyor ve tarihle bağlantısını çok kuramıyorsunuz. Hayatımda beni etkileyen Londra'daki National Museum'dan sonra ikinci müze burası oldu.
O çok merak ettiğiniz mumyaları yakından görüyorsunuz.Müzeye girer girmez sizi nasıl mumyalama yapıldığını anlatan bir
bölüm karşılıyor. Burada yer alan bilgilere gore, mumyala işlemi için
hafif meyilli bir taş kullanılıyor. Ölen kişi buraya yatırılıyor.Burun
kıkırdağı kırılarak, beyni burun kanalından çekiliyor. Gözlerin içeriye
düşmemesi için yine aynı yoldan keten dolduruluyor.Diğer yandan vücudun yanlarından açılan küçük deliklerden dört ayrı organ zarar görmeden çıkarılıyor.
Vücuttan
çıkarılmayan tek organ kalp. Kalp, mahkeme gününde hesap vermek için
vücutta kalıyor. Diğer organlar yeniden yaşama dönüldüğünde kullanılmak
üzere testilere konularak mumyanın yakınına gömülüyor.
Mumyalama
işlemini yapan kişi çakal maskesi takıyor. Ölü yiyen bir hayvan olan
çakal onlar için Mumya Tanrısı konumunda. Mumyalama işlemi kırk gün
sürüyor. Bir çok medeniyette çokluk belirtilen "Kırk" sayısının
Firavunlar içinde önemli olduğu anlaşılıyor. Bu işlem esnasında formülü
hala gizli bir sıvı etlerin çürümemesi için vücuda sürülüyor. En son
olarak da vücut ketenle sarılarak sandığın içine konuluyor.
Burada en çok ilgi çeken Ramses'in mumyası, Tutankamun'ın mumyası ise Luxor şehrinde yer alıyor.
ÇÖL TURU (Oasis Bahariya, Black Desert, White Desert)
Benim Mısıra asıl gitme sebebime gelince, kesinlikle yıllardır hayalini kurduğum Oasis Bahariya, White & Black Desert turu idi. Mısırlı arkadaşlarıma çok minnettarım ki, internette çok pahalı olan bu turu bize 2 gece 3 gün olarak sadece 100 TL'ye ayarladılar. (Tur organizatorunun adı : Gharib /
+201225125471 ) . Turdan ve turdaki insanların davranışından da çok memnun kaldık. Gerçekten harika insanlardı ve bize herşeyi göstermek için çabaları çok fazlaydı. Akşamları ateş etrafında çay eşliğindeki , şarkı dans gösteriside ayrı bir güzeldi. Yanınıza içki almış iseniz onlarıda içebilirsiniz.
Biz turumuza Oasis Bahariya'dan başladık. Burada yeşillikler arasında gölü görünce önce Serap gördüğümü sanmıştım ama gerçek idi. Yol boyunca çok değişik maceralar yaşarken, sonsuz çöl görüntüsü insana çok huzur veriyor. İlk gece konaklamamızı Oasis Bahariye - Black Desert arasında bir yerde yaptık. Gece Çöl çok soğuk olur derler ya, az kalır, donacağınız kesin :D Sabah 38-40 derece olan çöl, akşamları sanırım eksi derecelerde oluyor (: Ben ilk gece soğuktan uyuyamadığımı çok net hatırlıyorum (:
İkinci gün bomboş çöl ortamında sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra
Kristal Vadisine yola çıktık. Burası kristal dolu biryer ve kristalleri almak yasak ama kimse bu kurallara uymuyor ve tabi herkes alınca bizde birkaç tane aşırdık :p
Kristal vadisinden sonra Black Desert'a ulaşıyoruz ve inanilmaz bir şekilde burası simsiyah biryer. Eskiden burda volkanik patlamalar olmuş ve bu yuzden buralar bu şekilde simsiyah kalmış. Burdan sonra en üstte gördügünüz fotoğrafı çektirdiğim yere yola çıkıyoruz. Burası White Desert'in başlangıcı ve Mars'a çok benziyor. Zaten StarWars burda çekilmiş.
Geceyi bu fotografı çektirdiğim yerde geçiyoruz. Bu kez soğuğa ragmen derin bir uyku çektim (:
Ertesi sabah tam olarak White deserta erişiyoruz. Burası gerçekten bembeyaz. Söylentilere göre burada eskiden okyanus varmış ve sular çeklince bu halini almış. Burada tüm kayalıklar bir nesneye yada canlıya benziyor. Burada en meşhur olan Mushroom & Bird kayalığına gidip, birçok fotograf çekiyoruz.
Bu muhtesem macera burada son buluyor ve kahireye yola çıkıyoruz. Benim için nefes kesen bir macera idi. Hayatımda asla unutamayacağım, muhteşem bir çöl turuydu. Teşekkürler Mısır, teşekkürler Mısırlı arkadaşlarım ve Gharib.
Aşağıdaki fotoğraflar duygularımı anlamanızı sağlayacaktır.
Serap Koc
Wednesday, 24 October 2012